Dr. Ahmet Fidan, Yerel Yönetimler Reform Grubu Online Toplantısına Katıldı

 

DDA Tarafından Organize Edilen, Yerel Yönetimler Reform Grubu Toplantısı 19 Haziran 2020 tarihinde Saat 17:00 de çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Gündemli yapılan toplantı 2 saat sürdü.

Yerel Portal Genel Yayın Yönetmenimiz Dr. Ahmet FİDAN‘ın da katıldığı toplantıda, Yerel Yönetimlerin katılım ve yönetişim süreçleri konuşuldu.

Fidan toplantıda şu konulara değindi:

  1. Türkiye’de Denetim Mekanizması Bozulmuştur. Denetim mekanizmasının bozulması tek parti iktidarı döneminde artmış, Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminin uygulanmasıyla zirve yapmıştır. Özellikle a’la turka Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ne tam başkanlık sistemine, ne parlamenter sisteme benzemiş, ortaya mekanizmaların iç içe geçtiği tek adam yönetimine dönüşmüştür. Bu dönüşüm, en baştaki iktidar erkini kullanan kişi veya kişiler için de uzun vadede sorun ve başarısızlıklar doğurması kaçınılmazdır. Zira doğrunun değil işaret edilenin, hakçanın değil sesi güçlü çıkanın dediğinin olduğu bir yönetim süreci başlamıştır.
  2. Yönetişim (Governance) Dünyanın Vazgeçilmez Kalite Standardıdır. Türk İslam kültüründeki istişare kavramı tamamıyla devre dışı bırakılmış, ehil kişilere değil itaatkar kişilere danışılma süreci başlamıştır. Danışma, öz  anlamından şekilsel anlamına çekilmiş danışMA haline bürünmüştür. Sadece merkezi yönetimde değil yerel yönetimlerde ve adında ‘yönetim’ bulunan bütün mekanizmalara bu sığlaşma sirayet etmiştir.
  3. Büyükşehir ve Belediye Kanunlarının İlgili Maddelerinde Değişim Şart. 5393 sayılı Belediye Yasasının 17, 37 ve 76. maddelerinin güncellemesi mecburiyet kazanmıştır. Büyükşehir Belediyesinin 12 ve 17 maddelerinde güncelleme veya değişiklik yapılması zorunlu hale gelmiştir. Başkanlık sisteminin getirdiği ittifaklar, meclislerde ezici bloklar oluşturmuş ve yerelde çoğulcu demokrasi merkezdeki gibi akamete uğramıştır. Yer yer başkan ile meclis erkleri birbiriyle savaşır hale gelmiştir. Bu konulara ilişkin ilgili maddelerin güncellenmesi ivedilik taşımaktadır. Beledî hizmetler liste ilkesinden genellik ilkesine geçmesine rağmen yasa liste ilkesini sürdürmüş, uygulama genellik ilkesine evrilmiş, bu yapı, tek parti egemenliğiyle merkezde ve yerelde muhalefet ve yönetişim kavramını felç etmiştir.
  4. STK ların Yönetime Katılması Algoritmasının Hazırlanması Şarttır. Gerek merkezi yönetim, gerekse yerel yönetim, kendine yakın (yandaş) STK ları nitelik, güç, içerik ve kapasitelerine bakmaksızın yönetime dahil etmekte, yönetişim, tabiiyet mantığıyla formaliteye dönüşmekte, yerel rant aynı şekilde kayırılan sivil toplum kuruluşlarına aktarılmaktadır. Bu konuda İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından Dernekler Yönetmeliği acilen değişmeli, dernekler performansına göre kategorilendirilmeli ve kamusal rant ve hizmet dağıtımında STK ların performansına göre bir sıralama yapılmalıdır. Bu sıralama, üye sayısından yaygın teşkilatlanmaya, kuruluş yılı kıdeminden bütçesine, proje yürütücüsü olup olmamasından DERBİS’e bildirilen etkinlik sayılarına kadar bütünleşik performansa dayalı bir kategorilendirme olmalıdır.
  5. DDA, Teşkilatlanması Bütün Türkiye Coğrafyasına Yaymalı. Başarılı olması için bu teşkilatların alt teşkilatını oluşturmasına izin verilmeli. Demokrasi talep edilirken, demokrat davranılmalı.
  6. Halihazırdaki Katılım Mekanizmalarının İçselleştirilmesi ve İşletilmesi Zarûrîdir. Bu mekanizmaların genişletilmesi ve gerektiğinde direnilmesi çok önemli bir gerekliliktir. Aynı durumu KENT KONSEYİ yönetimlerinde de yaşanmakta, kent konseyleri, ilgili yerel yönetimlerin başkanlıkları tarafından sipariş usulü yönetim kurulu oluşturmakta Kent Konseylerinin de fonksiyonunun yitirilmesine neden olmaktadır. Bu durumu içinde bulunduğum ve incelemelerde bulunduğum çoğu kent konseyinde gördüm. Bu konuda son onbeş yıldır konseylerin demokratikliği konusunda geriye gidiş inkar edilemez boyuttadır.
  7. Sivil Toplum Kuruluşları Kenetlenmelidir. Her türde sivil toplum kuşuluları, özellikle dernekler, konfederasyon ve/veya federasyonlar kurarak güçlerini birleştirmeli ve sinerji oluşturmalıdır.

Sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmelerinin, koordine ve entegre olmalarının son dönemde çok daha önem kazandığını söyleyen Fidan, Demokrasi kültürünün yaygınlaşması ve yerleşmesi için, denge ve denetlemeyi sadece güçler ayrılığı olarak değil, toplumsal mutabakatı sağlamayı hedefleyen bir yaşam biçimi olarak da tanımlamasını önemsiyoruz dedi.

DDA NEDİR:

Yasama, Yürütme, Yargı ve medya sivil toplum ve vatandaş güçlerinin, demokratik bir toplum düzeni için, kendi görev ve sorumlulukları çerçevesinde birbirlerinin güçlerini dengelemesi ve denetlemesidir. Bir erkin diğerlerine üstünlük kurmasının önüne geçer, azınlığı çoğunluktan korur ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Ayrıca, denge ve denetleme içinde önemli bir ayak olan yerel yönetimlerin, kaynakların yerelde kullanılması ve ilgili kararların yerelde alınmasını sağlayacak şekilde güçlendirilmesi gereklidir.

Denge ve denetleme demokratik bir devlette kilit paydaş ve kurumların birbirleriyle olan ilişkilerini ve kendilerine özgü işlevlerini düzenleyen bir sistemdir.

Tüm paydaş ve kurumların:

Her birinin özgün bir işlevi vardır.

Her birinin kendi işlevini yerine getirmek için yetkisi vardır ve yetki açısından bir diğerinden bağımsızdır.

Her birinin diğerine karşı belirli sorumlulukları vardır.

Hiçbiri bir diğerinden daha fazla ya da daha az önemli değildir.

Tümü anayasa, Türkiye Cumhuriyeti yasaları ile uluslararası sözleşmelere bağlıdır.

Hepsi meşruiyetini vatandaşlardan alır çünkü nihai karar vericiler vatandaşlardır.

YY PORT Özel Haber

“Yerelden küresele, bizim de izimiz olsun”

Spread the love

Bir yanıt yazın