Asfalt Mı Parke Mi?
Özellikle yazı başlığını ikilemli olarak koydum. Çünkü başlığı okuyanlar bir çok yavru soru daha üretecekler beyinlerinde. Ne bunlar:
Asfalt ve Parke ikilemi, yol için ve kaldırım için yapılabilir, trafiğe kapalı caddeler ve açık caddeler için yapılabilir.Tarihi kentler / şehirler için ve yeni şehirler için yapılabilir.
Sırayla gidecek olursak:
İlkin ne olursa olsun, kaldırımlar için bir kentte mutlak surette parke veya parke benzeri yol kaplama malzemeleri kullanılmalıdır. Günümüzde bununla ilgili oldukça ucuz ve farklı özellik ve biçimde kaplama malzemeleri bulunmaktadır. Alt yapı sistemi tamamıyla tamamlanmış yollarda, estetik olarak parke veya taş görünümlü beton kaplamaların da yapıldığı görülmektedir.
İkinci olarak, Trafiğe kapalı caddelerde beton parke yerine granit taş olmalıdır. Kaldırımlarda olduğu gibi, trafiğe kapalı caddelerde granit taş döşeli olması, kent kültürü ve estetiği açısından son derece önemlidir. Bunu dünyada kimliği oturmuş çoğu kentlerde/şehirlerde ülkemizde de gelişmiş, çoğu kentlerimizde aynı şekilde tarihi kentlerimizde görmek mümkündür.
Üçünçü olarak, kentiçinde trafiğe açık caddelerde asfalt döşenmesi çoğu zaman gerekli hatta zorunluluk taşımaktadır. Yerel yönetimlerimizin bu yöndeki uygulamaları isabetlidir. Yalnız dikkat çekmek istediğimiz konu, yerel yönetimlerin yatay ve düşey işaretlemelerle kent içine giren (yük) taşıtlarının tonaj limitleri koymaları ve tonaj limitlerine uymayan kamyon ve/veya taşıtlara cezai işlem uygulaması yapılması gerekmektedir.
Dördüncü olarak, tarihi şehirlerimizin / kentlerimizin, sadece trafiğe kapalı olan caddelerinde değil trafiğe açık olan caddelerinde de parke veya granit taş döşenmesi kent estetiği ve kent kültürü açısından önemlidir.
İlave olarak, aşırı yağışlarda, parke kaplama avantajlı olmaktadır. Çünkü, yağmur suları, asfaltta alt katmana geçemediği için bütünüyle su düşük seviyeli yerlere akacak ve debisi yüksek su kütlesi hızlıca mazgal ve rögar kapaklarını tıkayacaktır. Buna karşın parke kaplama varsa eğer, suyun az da olsa bir kısmı, parke aralarından yolun toprak katmanına sızacak ve yağışın yol açacağı olası sel ve baskınlar azalacaktır. Bu tür tercih, çok yağış alan ve eğimli caddeleri çok olan kentlerimizde yapılmalıdır.
Bütün bunların yanında, parke kaplama iyi ustalık gerektiren, malzemesine göre daha ucuz olabildiği gibi, daha pahalı da olabilen, bir taraftan iyi ustalık ve kaliteli malzeme kullanımıyla kentlerimiz için son derece hoş ve prestijli görünüm sağlarken, kötü ustalık ve kalitesiz malzeme kullanımı ile, yağmurlu günlerde oynak kaldırım taşlarına basılınca su sıçraması ile yayalar için zulüm oluşturmaktadır.
Şunu da unutmamak gerekir ki, kalitesiz bir parke kaplama, sel ve taşkınlarda asfalta göre çok daha fazla sorun üretmektedir. Başta Karadeniz vb. sahil kentlerimizin hinterlandından geçecek çevre yolları devreye girdiğinde sahil şeridindeki yolların yükü azalacaktır. Bu da, sahil yollarında BİSİKLET YOLU uygulamasının gecikmeksizin devreye konulması, buna ilişkin teknik alt yapı ve KAMUOYU bilinçlendirme, hazırlama çalışmalarının da yapılması gerekmektedir.
Ülkemizdeki bütün sahil kentlerimiz için kıyıya paralel bisiklet yolları yapımı konusunda özel çalıştaylar yapmak gerekmektedir. Ülkemizin bayındır ve müreffeh noktalara taşınması açısından konuya ilgi duyan bürokrat ve akademisyenlere teorik ve pratik anlamda destek vermekten mutlu oluruz.
Aydınlık yarınlar dileğiyle esen kalınız efendim.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.siyasalforum.org, www.bolgeselhaber.com,
Etiketler:asfalt, belediyecilik, Kent, kent estetiği, kent kültürü, kentiçi ulaşım, parke,şehir, şehir ve mimari, şehiriçi ulaşım, trafik düzenlemesi, yerel yönetim, yol, yol altyapısı, yol kültürü, yol mühendisliği, yol yapımı