2018 yılında hayata geçen belki de en önemli proje, atıkların geri kazanımını hedefleyen “Sıfır Atık” projesidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imza attığı ve Emine ERDOĞAN’ın öncülük ettiği bu proje, öncelikle atıkların yerinde ayrıştırılmasını imkân sağlayan alt yapıyı oluşturmayı hedeflemektedir. İnsanların kendi yaşam tarzlarında yapacakları küçük değişikliklerle başlayacak bu değişim süreci zamanla toplumsal kültürün bir parçası haline gelerek büyük değişimlere kapı aralayacak bir geri dönüşüm zincirini başlatacaktır. Böylece doğaya bu kez “homoekonomikus” kimliği altında tüketmeye odaklı insan eli değil, tükettiklerini tekrar üretmeye odaklı insan eli değecek ve doğanın yeniden kazanılması için önemli bir adım atılacaktır.
Peki, bu süreçte yapılması gerekenler nelerdir?
Öncelikle toplumda bu doğrultuda bir bilinç yaratılması için bir takım mekanizmaların aktif şekilde kullanılması gerekmektedir. Örneğin kitle iletişim araçları yararlanabilecek en önemli mekanizmalardandır. Bununla birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerde insanlar aidiyet hissettikleri devlet mekanizması aracılığıyla belli davranış kalıplarını sahiplenmektedirler. Bu doğrultuda ilk etapta devlet dairelerinde uygulamaya konulan renkli atık kutuları ile ilgili daha fazla farkındalık yaratmak, insanları bilinçli kılmanın diğer bir ön koşulu olarak kabul edilebilir. Söz konusu koşullara uygun bir ortamın sağlanması için ise belediyelerin bu uygulamayı sokaklara taşıması ve tek tip çöp kutularını “renkli atık kumbaraları” ile değiştirmesi gerekmektedir. Ayrıca atıkların hangi renkleri simgelediği de farkındalık yaratılması gereken diğer bir konudur. Bu konuda standart bir uygulamanın getirilmesi için proje kapsamında belli bir renk skalası oluşturulmuş durumdadır. Kâğıt atıklar-mavi, cam atıklar-yeşil, plastik atıklar-sarı, metal atıklar-gri, organik atıklar-kahverengi, geri dönüşmeyen atıklar-siyah, yemek atıkları-beyaz ve ekmek atıkları-mor olarak belirlenmiş biriktirme ekipmanlarına (atık kumbarası ve poşet gibi) sahiptir. Renklerin insan algısı üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda söz konusu renk skalasının zihinlerde yer edinmesi de daha kolay olacaktır. Tabi bunun için etkin bir eğitim süreci de gerekmektedir. Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkların kontrol altına alınmasını ve gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye bırakılmasını hedefleyen “Sıfır Atık” projesine entegre bir eğitim sürecinin başlatılması, kamu yönetiminin temel bir prensibi haline getirilmelidir.